OKUL KİMİN? Öğretmenliğimin ilk yıllarında rotasyona tabi olan öğretmenlerden olduğum için belirli bir süre sonra yeni görev yerim en kısa zamanda tarafıma tebliğ edilirdi.Tebliğ, tebellüğ işlemi ilköğretim müdürü tarafından yapılır. Vedalaşma sırasında da en kısa zamanda ilişiğimi kesmemi ve yeni görev yerimde de en kısa zamanda göreve başlamam sözlü olarak tekrar tebliğ edilirdi. Göreve başlama süresi 15 gün olmasına rağmen yeni görev yerime en kısa zaman da varır.Göreve başlama yazımı ilköğretim müdüründen alır. Yeni görev yerime nasıl ulaşacağım konusunda yardım isterdim. Müdürlükte görevli olan hizmetli yardımcı olması için yanıma verilirdi. Ilçe sokaklarında bir aşağı, bir yukarı o köyden birini veya oraya gidecek aracı birlikte arardık. Hizmetli bulduğu şahıslara bu sizin köyün yeni öğretmeni köye ulaşması için artık siz yardımcı olursunuz der demez. Öğretmenim hadi bana eyvallah der ve çekip, giderdi. Köye gidecek olanlarla tanışma işini bana bırakırdı.Bu anda hep ilkokula başladığım gün; öğretmen “Eti senin, kemiği bizim” sözü aklıma gelir. Domino oyununuda köye gitmek için bekleme zamanında öğrendim daha sonra matematik dersinde de araç olarak kullandım.Köye genellikle güneş battıktan sonra varırdık. Muhtarın evine misafir olurdum . Güneş daha doğar doğmaz kalkılır kahvaltıdan sonra tüm ihtiyar heyeti ile birlikte okula gidilirdi .Okul; ya köyün dışında harman yerinde ya da köyün mezarlığı yanındadır, tek veya iki dersliklidir.Görev yeptığım tüm köy okullarında ilk anda dikkatimi çeken şey kapının zaten bir kilidi olmasına rağmen, demir halkalara takılı kocaman birinci asma kilit, diğeri yine demirden yapılmış yaprak kilide takılmış ikinci asma kilit. Kısacası okula girmek için üç tane kilit sıra ile açılırdı.Her muhtara, okulun kapısında neden bu kadar kilit olduğunu sorduğumda gelen cevap hemen hemen hep aynıydı.- Öğretmenim; Okuldan bir şeyler eksilmesin diye.okulun giden öğretmen taktırmıştı.- Muhtar efendi, bu okul öğretmenin ( benim) mi? sizin mi?- Tabiki bizim öğretmen, okulu öğretmen sırtına alıp götürecek değil ya.- Okul sizin ise o zaman bu kadar çok kilide ihtiyaç var mı?Bir taraftan kapıyı açamaya çalışırken bir taraftanda yüzüme bakarak;- Öğretmen, yine de lazım olur,Kapıyı açma işlemini tamamlayan muhtar okulun anahtarlarını bana uzatırdı.- Sizler gibi muhterem insanların oturduğu bu köy halkı, kendi okulunuza ve öğretmeninize; sahip çıkamamaktan, koruyamamaktan niye çekiniyorsunuz?Bu sorum üzerine; heyetten hiç ses gelmezdi. Bu sırada benim ne yaptığıma dikkatle bakarlardı.O sırada yaptığım tek şey anahtarların bulunduğu kalın ipi açar, okulun kapısındaki asma kilitlerin üzerlerine anahtarlarını takar, asma kilitleri muhtara doğru uzatıp.- Muhtar efendi bu asma kilitleri sana veriyorum istediğin yerde kullan veya istediğin yere ver.Muhtar şaşkın bakışlar ile ellerini uzatır kilitleri alırken ya muhtar ya da heyetten biri- Öğretmen, artık okulu hiç mi kilitlemeyeceksin? diye sorardı.- Hayır, okul benim malım değil ki sizin malınız.Bu davranışım ve sözlerim üzerine, köye geldiğimden beri gözlemlediğim sert ve tedirgin bakışların birden yumuşadığını görürdüm.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Yusuf Hocam yine çok ince bir noktadan iletişim kilidinin anahtarını göstermiş...
Sinan Dişçioğlu
14.12.2009
Sevgili Sinan,
Köye ilk gittiğinizde karşılacağınız ilk durumu sizinle paylaştım.
Daha çok ilkler var zamanla paylaşmaya devam edeceğim.
Yusuf Ziya Güldere
23.12.2009
Diyorum ya;herkes köy öğretmenliğini bir kez tatmalı..Köyün öğrettiği çok şey var.
FİLİZ GÜMÜŞ
15.12.2009
Sevgili Filiz,
Yaşadığınız her anda ve her yerde öğreneceğimiz çok şey var yeterki öğrenmek isteyelim, Yeterki ön yargılı olmayalım...
Oralara gitmeden bana birşeyler anlatan olsaydı.
Yusuf Ziya Güldere
23.12.2009
biz devletiz, devlet biziz
Volkan Bal
23.12.2009
Sevgili Volkan,
Her yere uyum sağlamanın ve o dilden konuşmanın ne kadar önemli olduğunu o anda anlıyorsun. Siz varsanız ulus devlet vardır. O düşüncede olmak çok önemli.
Yusuf Ziya Güldere
24.12.2009
Gittiğiniz küçücük yerlerde devlet elle tutulur hale gelir bizimle. Anlattığınız olay devlet politikası olmuş köyünüzde. bu iyi bir örnek tabi bir de duymak bile istemediklerimiz var maalesef.
Melek Okur
1.3.2010